Geleneksel Çin tıbbına göre vücut yin-yang denilen iki zıt ve ayrılmaz denge üzerine kurulmuştur. Bu dengenin bozulması Qi’nin meridyen olarak adlandırılan yollarında aksamaya neden olur ve hastalıklar ortaya çıkar. Meridyenin bağlantılı olduğu noktalara akupunktur uygulanarak aksaklık giderilir. Bu bakış açısı ile hastalıkların tedavisinde kullanılan akupunktur günümüzde tüm dünyada obezite tedavisinde geniş yer almaya başlamıştır.

Akupunktur tedavisinde temel prensip, acus (iğne) puncuture (batırma) kelimelerinin birleşiminden de anlaşılacağı üzere, terapötik amaçla belirli özel noktalara akupunktur iğnelerinin konulması ve o noktaların stimüle edilmesi ile vücutta genel dengenin sağlanmasıdır.

Akupunktur, hipotalamusta adrenalin ve nöradrenalin seviyesini azaltır, seratonin konsantrasyonunu yükseltir. Seratonin kişinin kendini mutlu ve iyi hissetmesini sağlanır. Açlık durumunda oluşan sinirlilik, korku, halsizlik, huzursuzluk gibi rahatsız edici ve yemeğe yönlendirici hislerin azaltılması sağlanır. Özel noktaların uyarımı ile vücutta iç organların çalışmasını kontrol eden otonom sinir sistemi üzerinden vücutta homeostazi sağlanır.

Uygulama:

El ve ayak bileği ile baş bölgesinde bulanan akupunktur noktalarına tek kullanımlık can acıtmayan kişiye özel steril akupunktur iğneleri konulmaktadır. 30 dakikalık seans boyunca vücutta duran iğnelere elektro-akupunktur cihazı ile çeşitli frekanslarda impuls (elektriksel uyarı) verilmektedir.

Seans sırasında çeşitli ritüellerin tekrarlandığı EFT (Emotional Freedom Technique) yöntemi ile de bilinç dışında yatan yemeğe yönlendirici negatif duyguların serbestleştirilmesi ve motivasyonun arttırılması sağlanmaktadır.